27 Mayıs 2012 Pazar

Kar Yağışı Nasıl Tahmin Edilir?



Kar yağışının belirlenmesi aslında yağmurdan ya da başka bir havadaki hareketten farklı değil. Dolu ya da yağmur. Dolu dediğimiz hadise çok büyük cumulonimbus bulutları içerisinde, buz taneciğini sürekli yukarı aşağı giderek donması. Neticede bir su buharı lazım. Yağış içinde bu lazım, kar içinde bu lazım. Bizim için, bu yağışın yere kar olarak inmesindeki en önemli kriterlerden bir tanesi, yer seviyesinde sıcaklığın, 4 derece ve altında bir değer inmesi. 4 derecenin altına inmeye başladığı andan itibaren artık yağış kar şeklini almaya başlar.

Yer seviyesindeki sıcaklığın tespitini de, daha çok atmosferin seviyesine bakarak belirleyebilirsiniz ama 850 milibar seviyesine bakıyoruz. Neden metre ile değil de basınç seviyesi ile buna bakıyoruz, çünkü alçak ve yüksek basınç alanlarını takip ediyoruz. Atmosferin durumu aynen yerdeki tapografya durumu gibi, siz bir yerde ilerlerken bir daha geldiğinizde yükselirsiniz ya da inebilirsiniz. Aynen atmosferde de yüksek alçak basınca geldiğinizde bu yer değiştirir. O nedenle sıcaklıkta aynı şekilde o yüksek basınçla eğrisi değişebilir. Biraz bilimsel noktalara kayıyor ya da karmaşık durumlara geliyor ama bizim için asıl olan yer seviyesinde oluşacak sıcaklığın tespitidir kar yağışının olup olmamasında.

Bakır Nasıl Kalaylanır?



Bakır kalaycıya geldiği zaman eğer çok pis ise, kostik denilen ilacın içine atılır ve 2 gün beklenir. Kostik o tencerenin içinde, dışında ne kadar pislik varsa, onu yumuşatır, yok eder. Ondan sonra çıkartılıp onu güzel, bildiğimiz inşaat kulları ile elimize bir bez alarak onları güzelce ovarız. Alttaki kırmızı bakırı veya beyazı çıkartır ondan sonra tuz ruhu süreriz. Elimize kıskacı alırız, kalay tezgahına getiririz. Ateşin üzerine tencereyi koyarız ve elimizde ki pamuk ile de o tenceremizi kalaylamaya başlarız. Kalayı yaptıktan sonra yemeği rahatlıkla yiyebiliriz. Kırmızı kalan yerleri kırmızı bırakırsak yemek yeme şansımız olmaz ve zehirlenmeye yol açar. Her 6 ayda bir tencere ve kazanı bakım yapmamız gerekir.

Yeni çıkan bulaşık makinelerinin içerisine bakır kaplamalar konulduğu zaman, üzerindeki parlaklığı o ilaç ile simsiyah yapıyor ve tekrardan kalaylama yapmaya ihtiyaç doğuyor. Kalaylı bakırları elde kendimiz yıkamalıyız. Makineye konulduğu zaman tekrar bu işlemleri yapmamız gerekir.

Jojoba Yağını Cilt Bakımında Nasıl Kullanırız



Jojoba yağını herhalde herkes çok sık duymuştur. Saçlarımıza jojoba yağı, cildimize jojoba yağı, kısaca tüm vücudumuza çok faydalıdır. Çünkü bir kere anti alerjenik'tir yani hiçbir cilde alerji yapmaz. Onun için ciltte bir kuruma varsa, direk olarak sabit yağ kullanabilirsiniz. Spor yapıyorsunuzdur ya da şeker hastasısınızdır o nedenle ayaklarınızda sürekli çatlama oluyordur. Direk olarak ayaklarda ki çatlaklar üzerine sürerseniz bunu tedavi eder.

Hamilelik sürecinde ve sonrasında aşırı kilo alıp verme döneminde vücutta oluşan çatlaklara, masaj yaparak günde 2 defa jojoba yağını uygulayabilirsiniz. Akne tedavisinde de kullanılabilir çok geniş bi spekt durumu vardır yağ kullanımının. Akneli ciltlerde, haftada bir gün ya da iki gün cildin üstüne pamuk yardımıyla uygulayıp kompres yaparak, temizlik ve beslenme için kullanılabilir. Saçlarda aşırı kepeklenme, seboreik dermatit varsa, saç köklerine freksiyon olarak jojoba yağı sürüp 15-20 dakika bekletip, haftada bir saç kökü bakımı da yapılabilir. Yani jojoba yağını her iş için kullanabilirsiniz.

Lavanta Yağı'nın Cilde Faydaları Nelerdir?


Lavanta yağı çok sevilen bir yağdır. Çünkü bebeklere dahi kullanılabilen ender yağlardan biridir. Bebekleriniz çok ağlıyorsa, huzursuzluk çıkarıyorsa, akşam yaptırdığınız ılık banyonun içerisine, 3-4 damla lavanta yağı ilave ederseniz, çok daha rahat ve sakin uyuduğunu göreceksiniz. Çünkü lavanta'nın kokusunda, beyni etkileyen bir aroma  var. Direk olarak beyindeki hormonları aktive edip, sakinleşmeyi ve huzuru sağlar. Uyku problemi yaşayan insanlar baş uçlarına lavanta kesesi koyarlarsa, yine aynı şey gerçekleşir.

Ciltte bir kaşıntı, bir yanma, (güneş yanığı da olabilir) egzama, ektopik dermatit gibi şeyler varsa, lavanta yağı uygulayabilirsiniz, bunları yatıştıracaktır. Saçlarınıza sürebilirsiniz, kokusundan dolayı çok hoş bir ıtri hava yaşanacaktır. Her saçınız sallandığında, buradan çok güzel bir lavanta esansları gelecektir. Ayaklarınızın altına sürebilirsiniz. Çatlakları tedavi ederken, bakterileri de yok edecektir. Enteresan bir bilgi olarak, sürekli gözleriniz yaşarıyorsa, burnunuzun üstündeki iki kaş arasındaki bölgeye parmağınızın ucuna aldığınız lavanta yağını bir süre sürdüğünüzde göz yaşarmanız geçecektir. Çok değişik, rahatlatıcı bir etkisi vardır. Lavanta beyne hükmeder.

Soyanın İçerdiği Maddeler


Soyanın içerisinde izoflavan denilen fitonnütrient yani bitkisel besleyici malzemeler vardır. Bu cildi besler, nemlendirir, kurumasını ve çatlamasını önler. Aslında bitkisel hyaluronik asit de denilebilir. Bunu çok duyuyoruz artık. Cildi su tutma özelliğinden dolayı gerginleştirerek kırışıklıkların oluşumunu önler. Yalnız dünyadaki soya fasulyelerinin %95'i gdo içerikli üretiliyor. %5'lik bir dilim geriye kalıyor. Bir ürün alırken ya da soya filizi, soya fasulyesi, soya yağı alırken, organik üretim ya da gdo'lu olup olmadığını kontrol etmenizi tavsiye ederim.
Soyanın içinde bulunan ostrojen hormonu taklidi yapan ürünler dolayısıyla, cildi gençleştirme özelliği vardır. Kolejen takviyesini güçlendirir. Hatta bazı çalışmalar da leke önleyici olarak da bir takım ürünler de bulunduğu tespit edilmiştir. Alınacak ürünlerde gerçekten soya özünün bulunduğunun, gdo'suz bir ürün olduğuna dikkat etmek lazım. Çünkü gdo'lu ürün olunca orijinal soyanın içinde bulunan bu mineral ve vitaminler, fitonutrient'ler yani bitkisel besleyiciler kimlik değiştirirmiş olurlar, yaşlanmayı durdurur. Yaşlanma lekeleri üstünde de oldukça olumlu etkileri vardır. Düzenli kullanılabilir, besleyici olarak kullanılabilir. Sadece cilde kullanmak değil, yenildiği zaman da kolestrol düşürücü bir etkisi vardır çünkü lesitin içerir.